İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | find fault with f. | hata bulmak | ||
Stop finding fault with my every word. Her kelimemde hata bulmayı bırak. More Sentences |
||||
Genel | find fault with f. | kulp takmak | ||
The teacher is always finding fault with his students. Öğretmen her zaman öğrencilerine kulp takıyor. More Sentences |
||||
Genel | find fault with f. | kusur bulmak | ||
I can't understand why James always finds fault with his wife. James'in neden hep karısına kusur bulduğunu anlayamıyorum. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Deyim | find fault with f. | kusur bulmak | ||
She always finds fault with the way I do things. İşleri yapma şeklimde her zaman kusur bulur. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | find fault with f. | kabahat bulmak | ||
Genel | find fault with f. | yanlış bulmak | ||
Genel | find fault with f. | ayıplamak | ||
Genel | find fault with f. | sorumlu tutmak | ||
Idioms | ||||
Deyim | find fault with f. | homurdanmak | ||
Deyim | find fault with f. | ensesinde boza pişirmek | ||
Deyim | find fault with f. | söylenmek | ||
Deyim | find fault with f. | şikayet etmek | ||
Deyim | find fault with f. | yakınmak | ||
Deyim | find fault with f. | vıdı vıdı etmek |